Midenin üst kısmının diyaframdaki açıklıktan göğüs boşluğuna kaymasıdır. Mide fıtığı genellikle reflüye neden olur. Göğüs ağrısı, mide yanması ve yutma güçlüğü yapabilir. Nedeni karın içi basıncının artmasıdır. Obezite, gebelik ve ağır kaldırmak riski artırır. Tanı endoskopiyle konur. Tedavi ilaçla veya cerrahiyle yapılabilir.
Mide Fıtığı Belirtileri Nelerdir?
Göğüs kafesinde yanma en sık görülen belirtidir. Mide asidinin yemek borusuna kaçması sonucu oluşur. Özellikle yemeklerden sonra, eğilince veya yatarken artabilir. Reflüye bağlı olarak mide içeriğinin ağıza kadar çıkması nedeniyle ekşime ve acı tat hissedilir. Mide fıtığı yemek borusunda daralmaya neden olursa, katı veya sıvı gıdaları yutmakta zorluk yaşanabilir. Mide ve yemek borusunun baskıya uğraması sonucu göğüs ortasında veya üst karın bölgesinde ağrı hissedilebilir.
Bazen kalp ağrısı ile karıştırılabilir. Bu durumu yaşayan kişilerde sindirim zorluğu ve buna bağlı şişkinlik, sık geğirme gibi şikâyetler sık görülür. İleri seviyedeki mide fıtığı vakalarında mide çıkışında daralma olabilir, bu da bulantı ve kusma ile kendini gösterebilir. Uzun süreli mide problemleri sonucu hastalar yemek yemekten kaçınabilir. Bu da kilo kaybına neden olabilir.
Mide Fıtığı Neden Olur?
Yaş ilerledikçe diyafram kaslarında zayıflama meydana gelir. Bu durum, midenin yukarı doğru kaymasını kolaylaştırır. Özellikle 50 yaş üzeri kişilerde daha sık görülür. Uzun süreli öksürük, ağır kaldırma, kronik kabızlık ya da sık sık ıkınma gibi durumlar karın içi basıncını artırarak neden olabilir. Hamilelikte de bu basınç artar ve geçici mide fıtığı yaşanmasına yol açabilir. Fazla kilolu olmak karın içindeki baskıyı artırır. Bu baskı zamanla diyaframı zorlayarak fıtık oluşumuna zemin hazırlar. Obez kişilerde bu risk oldukça yüksektir. Ailede öyküsü olan kişilerde bu rahatsızlığa yakalanma riski daha fazladır.
Kalıtsal olarak bağ dokusu zayıf olan kişilerde de fıtık gelişebilir. Sigara, mide ve yemek borusundaki kasların işlevini olumsuz etkiler. Aynı zamanda dokuların yapısını zayıflatarak fıtık oluşumuna katkıda bulunabilir. Karın ya da göğüs bölgesine alınan darbeler veya geçirmiş olduğunuz bazı cerrahi operasyonlar fıtığa neden olabilir. Özellikle diyaframa yakın bölgelerde yapılan müdahaleler risk taşır. Mide fıtığı bazen belirti vermezken, reflü, göğüs yanması, yutma güçlüğü gibi şikâyetlere yol açabilir. Bu şikayetler varsa bir gastroenteroloji uzmanına başvurmak önemlidir.
Mide Fıtığı Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Yemek sonrası yatmaktan kaçınmak, küçük öğünler halinde yemek yemek ve ağır yiyeceklerden kaçınmak semptomları hafifletir. Aşırı kilolu olmak, fıtığı tetikleyebilir. Sağlıklı bir kiloya ulaşmak, basıncı azaltarak rahatlama sağlayabilir. Gece yatarken başı hafifçe yukarıda tutmak, mide asidinin yemek borusuna kaçmasını önlemeye yardımcı olabilir. Antiasitler, mide asidinin etkilerini hafifletmek için kullanılan ilaçlardır. Bu ilaçlar, asit üretimini azaltır ve mide koruyucu etkisi sağlar.
Proton pompa inhibitörleri, mide asidini daha etkili bir şekilde azaltır ve iyileşmeye yardımcı olur. PPI’lar, mide fıtığı vakalarına bağlı asidik reflüyü kontrol etmek için yaygın olarak kullanılır. H2 blokerleri, asit üretimini engelleyen bir diğer ilaç grubudur. Proton pompa inhibitörlerine göre daha kısa süreli etki gösterir. Laparoskopik fundoplikasyon, tedavide yaygın olarak kullanılır. Mide üst kısmı, yemek borusunun etrafında sarılarak asidik geri akışı engeller. Bu işlem, minimal invaziv olarak yapılır ve genellikle hızlı iyileşme sağlar.
Gastroözofageal reflü cerrahisi, mide asidinin yemek borusuna geri akışını engellemek amacıyla yapılan bir diğer cerrahi yaklaşımdır. Cerrahiden sonra genellikle sorun çözülür. Endoskopik yöntemlerle tedavi, cerrahiye göre daha az invazivdir. Bu yöntemle mide fıtığı, endoskopik araçlar aracılığıyla onarılabilir. Ancak bu yöntem, her hastaya uygulanamayabilir. Portakal, domates ve diğer asidik yiyecekler, semptomları tetikleyebilir. Bu gıdalardan kaçınmak faydalı olabilir. Lifli gıdalar, sindirimi destekler ve mideyi rahatlatır. Sebzeler, meyveler ve tam tahıllar gibi besinler tercih edilmelidir. Ağırsız ve hafif yemekler tercih edilmelidir.
Yağlı yiyecekler mideyi daha fazla uyarabilir ve asit üretimini artırabilir. Stresle ilişkili olabilen bir durumdur. Stres yönetimi teknikleri, meditasyon ve rahatlama egzersizleri, semptomları iyileştirebilir. Zencefil, papatya gibi doğal içerikler mideyi rahatlatabilir. Ancak bitkisel tedavi yöntemleri, mutlaka doktor kontrolünde kullanılmalıdır. Bazı hastalar, akupunkturun mide sorunlarına fayda sağladığını belirtmektedir. Tedavi seçeneği, hastanın yaşına, sağlık geçmişine ve fıtığın tipine bağlı olarak belirlenir. Uygulanan tedavi yöntemlerinin etkinliği kişiden kişiye değişebilir. Bu nedenle, tedavi süreci mutlaka bir doktor gözetiminde olmalıdır.
Yorumlar kapalı